forumicerik
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Lise 2 Dil ve Anlatım Notları (2)

Aşağa gitmek

Lise 2 Dil ve Anlatım Notları (2) Empty Lise 2 Dil ve Anlatım Notları (2)

Mesaj  Admin Perş. Kas. 06, 2008 8:36 pm

1.ÜNİTEDEKİ KONULARLA ALAKALI ÖZET BİLGİLER

Münazara birer cümle halinde ifade edilen bir tezle antitezin, iki grup arasında bir hakem heyeti (jüri), huzurunda tartışıldığı konuşmalarken; bilgi şöleni (sempozyum) bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, konunun uzmanı değişik kimseler tarafından (çoğunlukla akademik konularda) yapılan seri konuşmalardır. Açık oturum geniş halk kitlelerini ilgilendiren bir konunun, uzmanlarınca bir başkan yönetiminde dinleyici grubu önünde tartışıldığı konuşmalardır. Forum ise bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları tartışmalardır. Görülüyor ki münazara bir fikir yarışmasıdır. Diğer tartışmalarda böyle bir durum söz konusu değildir. Tartışmalar dinleyici önünde yapılırken dinleyicilerin de aynı zamanda tartışanların aynı kimseler olduğu tartışma olan forumlar bu yönüyle diğer tartışmalardan ayrılırlar.

 Tartışmanın hiçbir adabına uymadan yapılan ağız kavgasına, çekişmeye münakaşa denir. Tartışma ise bir grubu (veya çoğunluğu) ilgilendiren, daha önceden belirlenen bir konu hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin konuyla ilgili görüşlerini açıklamak, konuyu (veya sorunu) çözmek, muhatabın zayıf yönlerini aramak amacıyla bir araya gelerek yaptıkları karşılıklı konuşmaya denir. Louis D. Brandeis, "Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar."demiştir

Hemen bütün tartışmalarda oturum başkanı ve üyeler vardır. Bilgi şöleni, diğer konuşma türlerine göre daha ilmi ve ciddi bir sohbet havası içinde geçer. Bilgi şöleninden amaç, konuyu tartışmak değil, uzmanları tarafından olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirilen konuya bir çözüm üretmektir. Bu yönüyle bilgi şöleni, diğer tartışma türlerinden ayrılır. Açık oturum ile panel, toplumu ilgilendiren bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde, uzmanları tarafından tartışıldığı konuşmalar olduğundan birbirlerine çok benzerler. Panelin sonun¬da, dinleyicilerin panel üyelerine soru sorması ve dinleyicilerin de tartışmaya katılması tartışmanın forum şekline dönüşmesine neden olur. Bu nedenle panellerin forumla iç içeliği söz konusudur.

Açık oturum, panel, bilgi şöleni, forum gibi tartışmalar dinleyicilerin huzurunda dinleyiciler için gerçekleştirilmektedir. Bu tartışmalarda konuşmacıların tartışma konusundaki bilgi, birikim, görgü, düşünce ve kanaatlerini halka iletip onları bilgilendirmeleri ve yönlendirmeleri amaçlanır. Bu tip tartışmalarda kamuoyu yaratma endişesi konuşmacı-dinleyici ilişkisini belirleyen en önemli faktördür.

ÜNİTE II
ANLATIM VE ÖZELLİKLERİ
1.ANLATIMA HAZIRLIK
Tarih yazıyla başlar. Tarih, geçmişte toplumların yaşayışlarını uygarlıklarını inceler.Öyleyse uygarlığın dayandığı temel, işaretlerdir. Harflerdir. Sözcüklerdir. Kısaca yazıdır, anlatımdır.
Bir toplumun kültürel birikimini, değerler sistemini geride bıraktığı yazılı belgelerde buluruz. Bu yüzden insanoğlunun en şaşırtıcı buluşlarının başında yazı gelir. Yazı bulunmasaydı insanlığın binlerce yıl içinde yaşadıkları, günümüze kadar gelmeyecekti. İnsanoğlu yazıyı bularak düşünmeyi duygu ve düşüncelerini başkalarına ulaşamaya¬caktı.
Kendinden sonrakilere iletmenin yoluna da bulmuş oldu. Bütün zamanlarda insanların yazılı kültür etrafında toplanmaları her geçen gün kendilerini geliştirmeleri de yazı ile sağlandı. Düşündüklerini, yaşadıklarını, gördüklerini yazıya döken insan öldükten sonra da dünyada bir iz bırakabiliyordu. Yazı artık insanoğlunun ortak aklı, belleğiydi.
Niçin yazı yazdığımızı düşündünüz mü?
İnsan düşüncesini yazarak geliştirebilir. Yazmanın bütün çağlarda vazgeçilmezliği, eşsizliği nereden kaynaklanmaktadır.
Horatius’a göre, “Bilgi, iyi yazmanın kaynağıdır.”
İlya Ehrenburg, “ Başkalarının duyduklarını kendimde duyabilmek için yazıyorum ” d e r. Öyleyse başka insanların acılarını sevinçlerini, kederlerini, kaygılarını, içimizde duymak için yazarız.
Fareler ve İnsanlar , romanıyla tanıdığımız John Steinbeck’in deyişiyle yazmak en büyük gereksinimdir.
Selahattin Batu, “Ancak yazmaya başlayınca bir gerçek oluyorum. Kişiliğim ancak o zaman ışığa dönüyor. Bir devirden belirsizden şekillere doğru kurtuluyorum.” diyerek insanı kişiliğini bulmanın altını çizmektedir.
Kısaca; Haldun Ta n e r’in de dediği gibi, “ Yaşamak yazmaktır.” Hepimiz biliyoruz ki iyi metin oluşturarak söyleyeceklerimizi düzgün anlaşılır bir biçimde anlatmak zorundayız.
Hayatımızın hemen her döneminde karşımıza çıkan yazılı anlatımda bulunması gereken bazı özellikler vardır. Bu nitelikler sözcüklerin doğru seçilmesi, cümlelerin gereği gibi kurulması ve birbirlerine mantıksal bir ilgiyle bağlanması, konuda birliğin sağlanması, bilgilerin doğruluğu, duyguların içtenliğidir. Bu saydıklarımın yanısıra anlatıma uygun bir iletişim biçimi seçilmesi,yazım kurallarına uyulması, noktalama işaretlerinin yerinde kullanılması, yazılı bir metinde bulunması
gerekenlerin başında gelir. Sözcükler anlatımın başlıca öğesidir. Anlatımda sözcüklerin doğru seçilmesine her zaman özen gösterilmelidir. Ünitenin başında modern Türk hikayesinin öncülerinden Sait Faik Abasıyanık'ın “Haritada Bir Nokta” adlı hikâyesini okuduk. Yazar, tanık olduğu kendisini çok üzen bir olaydan yola çıkarak, yazdığı ünlü hikâyesinin sonunda şöyle der, “Söz vermiştim kendi kendime yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet, neme gerekti. Yapamadım koştum tütüncüye. Kalem kâğıt aldım oturdum. Adanın tenha yollarında geçerken canım sıkılırsa, küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm.Yazmasam deli olacaktım.”
Bu finalden yazının, anlatımın insan için ne kadar anlamlı, önemli, vazgeçilmez olduğunu anlıyoruz.Ancak yazmaya başlamadan önce ve sonra dikkat edeceğimiz nok¬taları hiç aklımızdan çıkarmadan.

Duygularımızı, düşüncelerimizi, zaman zaman çeşitli zorunluklarla, dışa vurmak zorunda kalırız. Bu bazen bir mektupla ya da bir hikâyeyle dile getirdiğimiz duygu ve d üşü n d ü k l e r i m i z d i r. Bütün yazılı anlatımların çıkış noktası budur. Yazan kendini ifade eden herkes başkalarıyla iletişim kurmak ister. Ceyhun Atuf Kansu, yazma isteğini aşağıda okuyacağınız bir yazısında kendisini yazmaya itenin ne olduğunu sorgular.
Kendi kendine “ Beni yazı yazmaya iten nedir?” Yazma bir çeşit eylemdir. Acıyı yok edebilir miyim? Karanlığı , tutsaklığı, yok edebilir miyim? Burada şiir düz yazı eylem gücü kazanır. En sonu bir bireyim ben. Bir tek insanım. Benim eylemimdir yazı. Bireysel eylemimdir. Bir de deyimleme içgüdüsü var.Bir içgüdüdür yazı yazmak. Şiir, müzik, resim, deyimleme içgüdüsü. Kendini, doğayı, toplumu, insanları ve sonsuz çıkmazı, ölümü deyimleme ama insan en çok neyi deyimleyebilir, kendisini.
Yazmak dünyayı tanımaya çalışmak, kendisiyle ve başkasıyla iletişim kurmaktır. Böylece yazı yazan insanın taşıdığı bir sorumluluk oluşur.Bu bir bakıma toplumsal sorumluluğu da beraberinde getirir. İşimiz ne olursa olsun bir şekilde yazışmayı gerektirir. Eninde sonunda ancak yazmaya ait, temel bilgi ve beceriler elde edilmeden, bu konuda başarı kazanmak oldukça zordur. Mektup, rapor, dilekçe, araştırma ve inceleme gibi yazmaya dayanan türler, özel bir yetenek ve yaratıcılık gerektirmez. Yazmaya ilgili bilgi ve beceriler kazanan herkes bu tür yazıları yazabilir. Herkesten bir roman, bir oyun yazması beklenemez. Buna karşılık herkesten duygularını, düşüncelerini , hayallerini başından geçenleri karşısındakilere anlatabilmesi beklenen bir davranıştır. Hangi türde olursa olsun yazı yazma süreci masa başına oturmaktan önce başlar.



YAZMADAN ÖNCE
Yazmaya başlamadan önce yapacağımız hazırlıklar yazımızın sağlam bir yapısı olmasını sağlayacaktır. Aklımızdan geçenleri tasarladıklarımızı başlıklar hâlinde küçük notlar hâlinde belirlersek hepimiz için çok kıymetli olan zamanımızı yitirmemiş oluruz.
Bunların başında gözlem yapmak gelir. Ünlü Fransız yazar Jean Paul Sartre, Söz Okları adlı eserinde yazarlığa yöneliş döneminde dedesinin kendisine “ Yalnız gözleri olmak yetmez, onlardan yararlanmayı da öğrenmeli insan.” dediğini anlatır.
Hangi konu olursa olsun söyleyebileceklerimin olabilmesi o konudaki gözlem ve yaşantılarımın bulunmasıdır. Bir eşyaya uzun bir süre bakmak, onu ayrıntılarını görmemize imkân sağlar. Bir zaman sonra o eşya neredeyse bizim hayatımızın bir parçası hâline gelir. Bir yazıda anlatacaklarımızı bulmamızda gözlemin etkisi büyüktür. Yazı yazmak gözlemlerimizi aktarmak değil midir? Gözlemden yararlanmanın ilk aşaması bakmasını bilmektir. Bunu Mustafa Nihat Özön şöyle dile getirir:


NOT ALMAK
Hatırlanması için, yazılan kısa yazıya “ not”, onun için yapılan çalışmaya da not tutmak denir.

Hatırlanması gereken şey kısaca bir yere yazılır. Bu not unutmanın önüne geçer. Not alma her şeyi kâğıda, bilgisayara geçirmek anlamına gelmez.Rastgele alınan not¬ların bir değeri yoktur. Notla birlikte not çıkarma, küpür birleştirme, alınan notları değerlendirip zenginleştirme, bölümleme yollarından da faydalanmak gerekir.
Not tutmak; okurken her zaman aklımızı, anlayış ve yeteneğimizi uyanık tutar; dikkat etmeyi , karar vermeyi öğretir.
Notlar amaca göre çıkartılır veya tutulur. Not alma alışkanlığını kazanan insan yapacağı işi önceden tespit eder. Maddeler hâlinde bir yerlere yazar.İhtiyacına göre not¬larını düzenler.
Örneğin markete giderken evinin günlük eksiklerini not etmeyenler çoğu zaman alınacak şeylerin bazılarını unuturlar.
Üç türlü not alınır.
1. Duyduklarınızdan not almak
Duyduklarınızdan not alabilmek için “ zaman” çok kısadır. Bu kısa zamanda duyduğunuzu aynı şekilde yazmak isteseniz siz bir cümleyi yazıncaya kadar konuşan çok şeyler söylemiş olacaktır. Notu aynen yazarak değil, konunun özünü, temel öğeleri¬ni hatırlatıcı, noktalarını kısaltarak anlamı sizce bilinen işaretlerden, simgelerden yarar¬lanarak almalısınız. Ayrıca elinizi çabuk tutmalı, konunun özünü kaçırmamaya çalışmalısınız.
Unutmayınız ki, not almak tam ve net anlamak öğrenmenizi kolaylaştıracak , dersleriniz öğrenmekteki güçlüklerinizi giderecek, zaman kaybetmenizi önleyecektir.
2. Okuduklarınızdan not almak
Derste, çalışırken, ansiklopedi veya İnternet gibi kaynaklardan, gazetelerden, dergilerden yararlanırken yaptığınız çalışmaya okuduklarınızdan not almak denir.Okurken not almadan konunun özünü, temel noktalarını sonradan kolayca hatırlayabilecek kadar kısa bir şekilde yazmalısınız. Alıntıyla not almayı karıştırma¬man. Ayrıca olduğu gibi yazmak yanlışını da yapmamalısınız.Aynen yazacaklarınız kaynağın kendisi varken onu yazmanın hiçbir yararı olmaz.
Üzerinde çalıştiğınız konunun ana noktalarını eksik bırakmadan sonradan kolayca hatırlayabilecek şekilde ne kadar kısa ve öz yazarsanız hatırlamanız da bu doğrultu da olacaktır.
Okuduklarınızdan not almak, ders hazırlamada , bir kaynaktan yararlanmada , kendinizi yetiştirmede, gelecek için bilgi ve belgeleri toplamada çok yararlı olur.
3. Gördüklerinizden not almak
Bir gezi yaparken , televizyonda bir film seyrederken ilginizi çeken hoşuna giden genel şeyleri unutmak istemiyorsanız not almanız gerekir.Unutmamanız gereken şey zaman yeterli olsa da not almanın kuralının değişmeyeceğidir.
NOTLARI DEĞERLENDİRMEK
Örneğin bir seyahat sırasında aldığımız notlar, bir konuşma sırasında duyduğumuz sözler, bir anı gibi özelliği olan bilgiler için tuttuğumuz notlar bir gereç değeri taşır.
Bu tür notlar zaman içinde değerlenir.Bir düşünce, bir olay yazısı gerektiğinde bu notlardan bir gereç olarak yararlanabilirsiniz. Böylece çok önceden aldığınız notlar geleceğinizin en değerli birikimlerinden olur. Not tutmayı hiçbir zaman ertelememeli, titizlikle sürdürmelisiniz.
Notları değerlendirmenin en iyi yolu not defteri, anı defteri, gezi defteri, günce defteri gibi çalışmalardır.
Bu notlardan çok zevkli , ilginç yanları olan yazı konuları çıkarabilirsiniz. Böylece tuttuğunuz notlar gerçek anlamda değerlendirilmiş olur.
ÖZET ÇIKARMA NASIL YAPILIR
“Öz” ad kökünden “-et” ekiyle türetilmiş bir ad olan özet bir söz ya da yazının özünü veren kısaltılmış biçimi diye tanımlanır. Yapılan işe de özetlemek, özet çıkarmak denir.
Özet için bir başka tanımlama ise “ ayrıntısız anlatım”dır. Bütün konuşma ve yazı türleri birer anlatım yoludur. Özet ise bunun karşıtıdır.
Öğrenci için özet çıkarmak , özet çıkararak çalışmak ve bunun yöntemini öğrenmek başarı için atılmış en önemli adımlardan biridir. Öğrencilerin uygulamada titiz olmaları gereken konulardan biri özet çalışması yapmaktır. Yaparak öğrenmek öğrenmenin temel kurallarındandır.
Özet çıkarma; anlatılanların, konuşulanların, ana sınırlarını belirtme, bir hikâyenin bütünü veya bir parçasını kısaltma bir paragrafın, bir gazete veya fikir yazısının ana fikrini çıkarmadır.
Bir eser, bir yazı özetlenirken; yazar hakkında kısa bir bilgi, eserin bölümleri, eserdeki kişilerin önem derecelerine göre sıralanmaları, hayatları, beden ve karakter yapıları, eserin tümünden çıkan yardımcı fikirlerle ana fikir belirtilmelidir.
Özet çıkarma sadece bir metnin uzunluğunu kısaltmak anlamına gelmez. Bunun için önümüzdeki metnin içeriğini kavramak önemli olanla olmayanı kavramak, fikirlerle olayın ana fikirle olan ilgi derecesini bulmak gerekir.
Bir sözün, bir yazının özetini çıkarabilmek için; o sözün, o yazının planını yapmak o planın ana çizgilerini iyi yakalamak gerekir. Böylece o sözü, o yazıyı daha iyi daha öz biçimde anlayıp anlatabiliriz.
Bir yazının özetini yazarken “Kim , hangi yazıda, hangi konuda, hangi düşünceyi açıklamıştır?” sorularının karşılığı verilmelidir. Bu genel kuralı şimdi yukarıdaki yazıya uygulayalım.
Düşünce yazısında özetin nasıl yapılabileceğini genel özellikleriyle aktarmaya çalışılır.
Olay yazılarında olayın özeti yapılır: Olay yazılarında (roman, hikâye, masal, destan, anı... ) özet olayı, oluşturan “olay, kahramanlar, zaman, yer, dekor, ana düşünce, görüşler, duygular” in bulunup çıkarılmasıdır.
Admin
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 93
Kayıt tarihi : 14/07/08
Nerden : Malatya

http://forumicerik.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz